COVID-19 salgınının yaşandığı bu zor dönemde COVID-19'un UFRS’ye göre hazırlanacak finansal tablolar üzerinde etkisi olabilecek unsurlara yönelik bu çalışmayı hazırlayarak finans / mali işler yöneticileri için kapsamlı bir rehber oluşturduk.
Tüm işletmeler COVID-19'un dünya çapında artan etkisiyle, tedarik zincirinde, işgücünde ve nakit akışında önemli aksamalarla karşılaşacaklardır. Yöneticiler atik ve uyanık kalarak, faaliyetlerini esnekleştirerek olumsuz yansımaları azaltabilirler.
Global piyasada, COVID-19 koronavirüs pandemisi ile belirsizliklerin ve risklerin zirveye tırmanması ‘Vadeli İşlemler Piyasası’na ve türev araçlarına olan ilgiyi tazelemektedir. Kur riski diye tabir edilen döviz kurlarında oluşan dalgalanmaların şirketlerin finansal tablolarını ve nakit akışlarını olumsuz yönde etkilememesi için başvurulacak yöntemler ‘Hedging İşlemleri’dir.
Dünyayı etkisi altına almış bulunan Korona virüsü (COVID-19) Dünya Sağlık Örgütü tarafından bütün dünyada pandemi (salgın) olarak ilan edilmiştir. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de etkisini bciddi anlamda göstermekte olan COVID-19, işletmelerin ekonomik faaliyetlerini de olumsuz yönde etkilemeye başlamış, bazı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar ticari aktivitelerini durdurmak zorunda kalmışlardır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 28 Ağustos 2019 tarihinde yapılan ve detayı aşağıda yer alan düzenlemeye göre, bankacılık sektöründeki toplam riski (talep edilen kredi dahil), Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdindeki en güncel bilgilere göre 100 milyon TL ve üzerinde olan şirketlerin (halka açık olmayanlar dahil) SPK düzenlemeleri ile uyumlu Kurumsal Yönetim İlkelerine Uyum Raporu alması gerekmektedir.
Sermaye Piyasası Kurulu(Spk) 11.04.2018 tarihli kararı ile halka açık ortaklıklar açısından kurumsal finansman faaliyetleri, kurumsal yönetim uygulamaları ve özel durum açıklamaları açısından önem taşıyan değerleme faaliyetleri ile ilgili olarak uyulacak esasları düzenlemiş.
Paket bankacılık, sigortacılık sektörü, reel sektör, vergi, bütçe disiplini, enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme ve istihdam olmak üzere doğru başlıklar üzerine oturtulmuş ve bu alanlarda atılması gereken adımları belirleyerek Türkiye ekonomisinin sağlıklı bir dönüşümden geçmesi için gerekli adımları bütün bir sürecin ilk 9 aylık bölümünde yapılması gerekenlerle şekillendirmiştir.
Kişisel verilerin korunması hukuku, bilgi toplumunda insan hakları bilincinin ve özel yaşamın gizliliği hassasiyetinin gelişmesine paralel olarak ortaya çıkmıştır.
Grant Thornton, 30 Eylül 2018'de sona eren mali yılda, %9,4'lük bir büyüme ile dünya genelinde 5,45 milyar ABD Doları gibi rekor düzeyde bir gelir elde ederek son altı yıllık dönemdeki en yüksek büyümeye imza attı. Yine aynı dönemde çalışanların sayısı da %6,3 artarak 131 ülkede 52.686 kişiye ulaştı.