Contents

Cumhuriyetin kuruluşundan öncesine dayanan yatırım teşvik sisteminde 7555 sayılı kanun ile yeni bir düzenleme yapılmıştır. Aktif bir mevzuat olması sebebi ile dönemsel olarak ihtiyaca binaen değişikliğe uğraması uygulayıcılar tarafından da alışılagelmiştir. Yatırım teşvik sisteminin geçmişine kısaca bakılacak olursa; 1913 yılında yürürlüğe konulan Teşvik-i Sanayi Muvakkatı’na dayanmaktadır. Söz konusu kanun 1927 yılında yürürlüğe konulan Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun temelini oluşturmaktadır. 1923 yılında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlara bakıldığında sanayileşmenin hızla sağlanabilmesi için devlet tarafından teşvik politikaları geliştirileceği ortaya konulmuştur. Ancak zamanla değişen konjonktür ve İkinci Dünya Savaşı teşvik politikalarının geçici olarak rafa kaldırılmasına sebep olsa da 1950’li yıllardan sonra kamu maliye politikası aracı olarakteşvik politikaları tekrar hız kazanmıştır.

1963 yılında çıkarılan 202 Sayılı Kanun ile yatırım indirimi müessesesi vasıtasıyla yatırımlar vergisel açıdan desteklenmiştir. Kanunda yatırım indirimi oranı %30, zirai yatırımlar ile bölge kalkınması ile ilgili yatırımlarda %40 ve geri kalmış bölgelerde ise %50 olarak belirlenerek bölgesel gelişmişlik farkının giderilmesinin amaçlandığı görülmektedir.

Daha sonraki yıllarda değişen ihtiyaçlar doğrultusunda yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerden en önemlileri Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan 2009/15199 ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararlardır. Söz konusu kararlar da dönemin şartlarına göre revize edilmiş birçok kez değişikliğe uğramıştır. İndirimli kurumlar vergisi açısından en önemli değişikliklerden biri şüphesiz 2017 yılında getirilen2012/3305 sayılı kararın geçici 8 inci maddesinde imalatçılara yönelik düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılan değişikliktir. Buna göre 2017 yılı içerisinde gerçekleştirilecek yatırım harcamaları için mevcut yatırıma katkı oranına 15 puan ilave, kurumlar vergisi veya gelir vergisi indirimi %100 oranında ve diğer faaliyetlerden elde ettiği kazançlara uygulanacak oran %100 olarak uygulanması öngörülmüştür. Söz konusu karar ilk aşamada yalnızca 2017 yılında gerçekleştirilecek harcamalar için uygulamaya konulsa da sonraki yıllarda peyderpey 2022 yılına dek uzatılmıştır. Nihai olarak, düzenleme sanayicilere 2017 ile 2022 yılları arasında gerçekleştirilen yatırım harcamalarında hak kazanılan yatırım teşvik tutarları için kurumlar vergisi oranını %0’a kadar indirme imkanı getirmiştir. Bu sayede imalatçılar vergi ödemek yerine söz konusu kaynakları yeni yatırımlara yöneltme imkanına kavuşmuşlardır.

Verilen ilave teşvikler Çin’de ortaya çıkan ve küresel bir etki ile yayılan pandemininekonomik etkilerini hafifletebilmek ve istihdam seviyesini koruyabilmek adına yatırıma yönelik teşvikler ve genişletici maliye politikaları büyük önem arz etmekteydi. Piyasada genişletici bir etki yaratmaya çalışan vergi harcamaları ile aynı dönemde ortaya koyulan kur korumalı mevduat politikaları zamanla bütçeye aşırı bir yük getirerek bütçe açığının artmasına sebep olmuştur. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş ve çevre 11 ili etkileyen depremin de ortaya çıkardığı bütçe yükünü telafi edebilmek adına belirli istisna ve indirimlerden yararlanan mükelleflere %10 oranında ek vergi gibi geçici düzenlemeler artan bütçe açığına kesin çözüm olamamıştır. Gelinen noktada kamu maliyesi açısından sıkılaştırıcı politikalar izlenmesi zaruri duruma gelmiştir.

Yeni maliye politikası doğrultusunda adımlarından birisi 9903 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ile önceki karar olan 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’ın yürürlükten kaldırılmasıyla atılmıştır. Karara uyumlu olarak yasal düzenleme ise 7555 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 635 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılmıştır. 

Değişiklikler bir özet olarak aşağıdaki gibidir.

• İndirimli kurumlar vergisi, indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap döneminden itibaren en fazla 10 hesap dönemi boyunca ve yüzde 60 oranında uygulanacaktır.
• Kazanç bulunmasına rağmen yararlanılmayan yatırıma katkı tutarları sonraki dönemlerde dikkate alınmayacaktır.
• Cumhurbaşkanına verilen yatırıma katkı oranını belirleme yetkisi %50 ile sınırlandırılmıştır.
• Diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlar için hesaplanacak indirimde kullanılabilecek yatırıma katkı tutarı için hak edilen yatırıma katkı tutarı ve indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap dönemi dahil dördüncü hesap dönemi kıstasları getirilmiştir. Ancak Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamındaki proje bazlı yatırımlar için süreleri ve oranı artırmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacaktır.
Kanunda hükmedilen değişiklikler, 16.06.2025 tarihinden önce başvurusu yapılmış ve reddedilmemiş olanlar hariç, yayımı tarihinden itibaren alınan yatırım teşvik belgelerine uygulanmak üzere kanunun yayım tarihi olan 24.07.2025 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Yapılan düzenleme ile uygulamada ortaya çıkan tartışmalar ve gri alanlar da kanunun yayımından sonraki dönemde uygulanmak suretiyle ortadan kaldırılmış olmaktadır. 

Uygulamada sıkça karşılaşılan problemlerden olan kazanç bulunmasına rağmen yararlanılmayan yatırıma katkı tutarlarının sonraki dönemlerde dikkate alınıp alınamayacağı yeni düzenleme ile ele alınmıştır. Düzenleme öncesi vergi denetim elemanları tarafından yatırıma katkı tutarı bir hak olarak görülebilmekte ve kazanç bulunmasına rağmen kullanılmayan yatırıma katkı tutarlarını haktan vazgeçme olarak yorumlanabilmekteydi. Yeni düzenleme ile birlikte kazanç bulunmasına rağmen yararlanılmayan yatırıma katkı tutarları sonraki dönemlerde dikkate alınamayacaktır.

Karşılaşılan bir diğer problem ise diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara uygulanacak yatırıma katkı tutarının sınırı hakkındaydı. Kanunun eski halinde toplam yatırıma katkı tutarının %50’sini ve gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını geçmemek üzere olmak üzere iki kıstas yer almaktaydı. Düzenleme öncesinde 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde sınır olarak gerçekleştirilen yatırım harcaması, toplam yatırıma katkı tutarı sınırları yer almakta ve ek olarak yararlanılabilecek katkı tutarı Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen nispette sınırlandırılmaktaydı. 7555 Sayılı Kanun ile hak edilen yatırıma katkı tutarı kavramı getirilmekte ve kıstas olarak toplam yatırıma katkı tutarının %50’si vehak edilen yatırıma katkı tutarı sınırlarını kullanılmaktadır. Ayrıca yatırım dönemi ve işletme dönemi ayrımı yapılmaksızın indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap dönemi dahil dördüncü hesap döneminin sonuna kadar diğer faaliyetlerden elde ettikleri kazançlarınaindirimli kurumlar vergisi uygulanması sağlanmaktadır.

Diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara uygulanacak yatırıma katkı tutarı için dört hesap dönemi sınırının başlangıç tarihinin indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap dönemi olması önemlidir. Zira mükellef kazanç yetersizliği durumunda yatırım teşvik belgesinin alındığı tarihte yatırıma katkı tutarlarını kullanamayabilir. 24 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği bu konuya açıklık getirerek matrah bulunmaması sebebiyle indirim hakkının ilk olarak sonraki dönemlerde ortaya çıkması halinde dört hesap dönemi sınırının sonraki dönemden itibaren hesaplanacağını belirtmiştir.

Mevzuata yeni girmiş olan “hak edilen katkı tutarı” kavramı da mezkur tebliğde açıklığa kavuşturulmuştur. Tebliğde yer alan örneklerden hak edilen katkı tutarının; gerçekleştirilen yatırım harcaması ile yatırıma katkı oranının çarpılması suretiyle hesaplanacağıanlaşılmaktadır.

Tebliğde açıklanan bir diğer önemli konu ise yatırım teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlardan elde edilen kazançların, ilgili teşvik belgesinde yer alan vergi indirim oranı dikkate alınarak indirimli vergi uygulanacağı ve indirimli vergi uygulamasında diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç olarak değerlendirilemeyeceği konusudur. Ancak tebliğdebu kurala bir istisna getirilmektedir. Şayet yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlar tamamlanmış ve indirimli vergi oranı uygulanmak suretiyle yatırıma katkı tutarlarının tamamı kullanılmışsa veya on yıllık sürenin dolması halinde, bu yatırımlardan, hak kazanılan yatırıma katkı tutarının tamamının kullanıldığı veya on yıllık sürenin dolduğu hesap döneminden itibaren elde edilen kazançlar, indirimli vergi uygulamasında diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç olarak değerlendirilebilecektir. 

Yeni sistem ile özellikle indirimli kurumlar vergisi açısından uygulamada farklı yorumlara yol açan noktaların ileriye dönük olarak ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda yeni yatırım teşvik sisteminde yatırıma katkı tutarlarının sınırsız süre ile kullanılabilme imkanını kaldırarak 10 yıl süre ile sınırlandırmaktadır. Yatırımı gerçekleştiren mükelleflere yatırım sürecinde diğer faaliyetlerinden elde ettiği gelirlerine indirimli vergi uygulama imkanı yatırım tamamlanmadan önce indirim hakkının faydalanılabileceği ilk dönemden itibaren 4 hesap dönemi ile sınırlandırılmakta ve mükelleflerin indirimden faydalanabilmesi için yatırımı mümkün olan en kısa sürede tamamlayabilmesi açısından motivasyon oluşturulması amaçlanmaktadır.

Vergi teşviklerinin, istisna ve muafiyetlerinin etkinlik ve etkililik değerlendirmelerine tabi tutulacağı 2023-2025 dönemine ait Orta Vadeli Programda ortaya konulmuştu. Bu bağlamda zamana yayılarak vergi düzenlemeleri gerçekleştirilmektedir. Yatırım teşvik sisteminin de OVP doğrultusunda tekrar ele alınması uygulayıcılar açısından şaşırtıcı olmamıştır.

Yüksek enflasyon ve bütçe açıkları ile mücadelenin hedeflendiği mevcut konjonktürde vergi oranlarının artırılması, vergi harcamalarının azaltılması olağanpolitikalardır. Verginin kanuniliği ve geriye yürümezliği nedeniyle yeni düzenlemeler geçmiş dönemlerde düzenlenen yatırım teşvik belgelerini kapsamamaktadır. Düzenlemeler yürürlük tarihinden itibaren sonuçlarını ortaya koyacağından yeni sistemin kısa vadede vergi gelirleri üzerinde büyük bir etki yaratmayacağını tahmin etmek zor değildir. Düzenlemenin amacınıngenel olarak orta ve uzun vadede sonuç almak ve yatırım teşvik sistemini daha etkin kılmak olduğu söylenilebilir.