Contents

İthalatta uygulanan Ticaret Politikası Araçlarından “Gözetim Tebliğleri”ne istinaden fazladan
yatırılan bedellerin iade edilip edilemeyeceği konusundaki kargaşaya Danıştay 7. Dairesi son
noktayı koydu ve Gümrük Kanunu’nun 242. maddesine istinaden gözetim iade başvurularına
karşı iade yolu kapanmış oldu.

Öncelikle “gözetim nedir, gözetim kaynaklı sorunların temeli nedir?” bir hatırlayalım.

Gözetim, bir ticaret politikası savunma aracı olup; bir malın fiyatındaki düşüşlerin yerli
üreticiyi olumsuz etkilemesi, bir sanayiyi tehdit etmesi veya kurulmasının geciktirilmesi gibi
risklerin ortaya çıkması ihtimaline karşı, o malın ithalatının yakından takip edilmesini
sağlayan bir sistemdir. Ticaret Bakanlığı tarafından ithalat öncesi “Gözetim Belgesi” alınması
zorunluluğu getirilerek ithalatın takip edilmesi öngörülür.

Bir ticaret politikası aracıdır. Başka bir deyişle, tarife dışı bir önlemdir. Yani gümrük
tarifesinin artırılamadığı durumlarda, tarife dışında bir yöntem kullanılarak ithalatın
pahalılaştırılması veya zorlaştırılması için uygulanır.

Başlarda gözetim uygulaması doğrudan “ithalat öncesi belge alınması” şeklinde uygulanırken,
zamanla bir “referans kıymet” uygulamasına dönüştü. Referans kıymet; belli malların
ithalatında satış fiyatından bağımsız bir kıymet belirlemek ve satış bedeli bu tutarın altında ise
ithalata izin vermemek şeklindeki uygulamadır.

Gözetim tedbirleri, zaman içinde yayımlanan tebliğlerle ithalatçılara iki yol sunacak şekilde
evrildi:

  1. Belirli şartları sağlayanların gözetim belgesi alarak satış bedeli üzerinden ithalat
    yapması,
  2. Gözetim belgesi alamayanların ise referans kıymet üzerinden beyan vererek, bu
    yükseltilmiş kıymet üzerinden vergi ödeyerek ithalat yapması.

Belge alma şartlarını sağlayanlar satış bedeli üzerinden ithalat yaparken; belge alamayanlar
satış bedelini referans kıymete yükselterek daha yüksek maliyetle ithalat yapmak zorunda
kaldılar. Bu durum ise piyasada haksız rekabet yarattı.

Referans kıymet üzerinden vergi ödeyen mükellefler, bu uygulamanın yasal dayanağını
araştırmaya başladılar. Anayasamızın 73. maddesinde “Vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” hükmü gereği, tebliğle belirlenen
referans kıymet üzerinden ödenen verginin anayasaya aykırı olduğu görüldü.

Gümrük Kanunu’nda da eşyanın gümrük kıymeti “satış bedeli” olarak tanımlanmıştı. Satış
bedeli, alıcının satıcıya fiilen ödediği veya ödeyeceği tutarlardan oluşmaktaydı. Dolayısıyla
tebliğle belirlenen referans kıymet üzerinden vergi alınmasının kanuni temeli yoktu.

Verginin kanunla konulması gerektiğine göre, tebliğle getirilen referans kıymet
uygulamasıyla ödenen vergi haksızdı ve iade edilmesi gerekirdi. Gümrük Kanunu’nun 211.
maddesi de fazla ödenen vergilerin iadesine olanak sağlıyordu.

Bu nedenle, önce gümrük idaresine fazla ödenen vergilerin iadesi için dilekçe verildi. İdare
reddetti. Bir üst makama itiraz edildi, o da reddetti. Bunun üzerine dava açıldı ve mahkemeler
hukuka uygun olmayan şekilde alınan gözetim farkı vergilerinin gecikme faiziyle iadesine
karar verdi.

Bunun üzerine, gözetim farkı iadesinin önünü kesmek için Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirildi. Böylece kişinin kendi beyanıyla referans kıymeti artırdığı
durumlar için yasal dayanak oluşturuldu ve maddeye dayanarak mahkeme yolu kapatılmış
oldu:

MADDE 211 –“…, ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine
tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş
veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler
kabul edilmez.” (28.07.2021 / 31551 sayılı RG, 7333 sayılı Kanun)

Bu kez de mükellefler, mecbur bırakıldıkları için bu beyanı yaptıklarını göstermek üzere
“itirazı kayıt” şerhiyle beyan verip sonrasında davalar açmaya başladılar.

Gözetim nedeniyle açılan davalarda mahkemeler zaman zaman farklı kararlar verdi. Bu
karışıklığı gidermek için Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu önemli bir içtihat oluşturdu.

18 Temmuz 2021 tarihli düzenleme sonrasında, gözetim uygulaması nedeniyle ihtirazi kayıtla
artırılan gümrük kıymeti üzerinden ödenen fazla vergilerin, Gümrük Kanunu’nun 211.
maddesi kapsamında geri verme başvurusu ile iade edilemeyeceği netleşti.

Gözetimde İade Yolu Kapandı mı?

211. maddeye göre evet, kapandı.
Peki ya 242. madde? Ona istinaden bir karar çıkar mı, bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Şimdi asıl sorun şu:
Gözetim belgesi ile ithalat yapanlarla belgesiz yapanlar arasındaki, referans fiyata isabet eden
fazla vergi nedeniyle oluşan maliyet farkı ne olacak? Bu farklılık, gözetim belgesi
verilemeyenlerin doğal olarak dengelendiği varsayımıyla mı açıklanacak?

Peki ya Gözetimin KDV’si?

O da başka bir düğüm oldu. Gözetime isabet eden KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı
ve maliyete atılması gerektiğine ilişkin karar sonrasında, bu KDV’nin doğrudan maliyete
dahil edilmesi yeni bir sorun olarak karşımızda duruyor. Üreticiyi korurken fiyatları artırarak
enflasyonist etki yaratıyor gibi görünüyor.

Güzel bir bitiş olsun…
Unutmadan: Dahilde İşleme Rejimi kapsamındaki ithalatlar gözetim mevzuatından muaftır.
Yani DİR kapsamında açılan beyannamelerde gümrük kıymetini referans fiyata yükseltmeden
tescil alabilir; teminatı da satış fiyatı üzerinden %100, performansa göre %10, OKS belgeniz
varsa %10, %5 veya %1; en güzeli AEO/YYS sahibiyseniz %1 teminatla işlem yapabilirsiniz.

Gözetim tebliğlerinin kalktığı, en azından yenisinin yayımlanmadığı, hiç olmadı gözetimin
KDV’sinin indirilebildiği mutlu bir yıl dilerim.